Hayttaki bitmek bilmez arayışı sorgulayan güzel bir yazı...
Bir zamanlar dağda, kızgın güneşin altında, mermer taşlarını
yontmaktan
bezmiş bir mermer yontucusu varmış...
-"Bu hayattan bıktım artık... Yontmak! Devamlı mermer yontmak...
Öldüm artık! Üstelik bir de bu güneş, hep bu yakıcı güneş! AH! Onun yerinde olmayı
ne kadar çok isterdim, orada yükseklerde herşeye hakim olur,
ışınlarımla etrafı aydınlatırdım..."
Diye söylenir dururmuş yontucu. Bir mucize eseri olarak dileği kabul olmuş
ve yontucu o an güneş oluvermiş. Dileği kabul edildiği için çok
mutluymuş.
Fakat tam ışınlarını etrafa yaymaya hazırlandığı sırada ışınlarının
bulutlar tarafından engellendiğini fark edince...
-"Basit bulutlar benim ışınlarımı kesecek kadar kuvvetli olduklarına
göre benim güneş olmam neye yarar!" diye isyan etmiş...
"Mademki bulutlar güneşten daha kudretli bulut olmayı tercih ederim..." demeye kalmadan hemen
bulut olmuş... Dünyanın üzerinde uçmaya başlamış, oradan oraya
koşuşup, yağmurlar yağdırmış, fakat birdenbire ortaya çıkan rüzgar bulutları dağatmaya yetmiş.
-"Ah, rüzgar geldi beni dağıttı, demek ki en kuvvetlisi o. Öyleyse
ben
rüzgar olmak istiyorum..." diye karar değiştirmiş bu sefer...
Ve dünyanın üzerinde esip durmuş, fırtınalar estirmiş, tayfunlar
meydana
getirmiş. Fakat birdenbire önünde kocaman bir duvarın ona mani
olduğunu
görmüş... Çok yüksek ve çok sağlam bir duvar... Bu bir dağmış...
-"Basit bir dağ beni durdurmaya yettiğine göre benim rüzgar olmam neye yarar..."
diye düşünmüş... Bu sefer de dağ oluvermiş... Ve o anda bir
şeyin ona durmadan vurduğunu hissetmiş... Kendinden daha güçlü olan, onu içinden
oyan şey... Bu küçük bir mermer yontucusuymuş....
__________
GERİ
|