Evliya Çelebi Seyahatnamesi‘nde Nalyncy Memi Dede’den ?öyle söz eder:
Nalyncy Memi Dede, Bergamaly‘dyr. Unkapany Araplar Camii kar?ysynda bir dükkanda nalyncylyk yapar. Ölümünden sonra da bu dükkan, nalyncylyk i?inden ba?ka bir i? kullanylamaz. Abdi Çelebi, hayatynda eline keser almady?y halde bu dükkana girince nasyl oldu?unu anlayamadan usta bir nalyncy oluvermi?tir. O tarihte Unkapany’nda büyük bir yangyn çykar. Binalar ah?ap oldu?undan toptan yanar. Hatta benim evim de o yangynda çok büyük zarar görmü?tü. Ama Nalyncy Dede’nin dükkany tahtadan yapylmy? oldu?u halde, ortada sapasa?lam kalmy?, herkesi ?a?kyna çevirmi?ti. Üstelik yangyn syrasynda Nalyncy Hüseyin dükkanda çaly?maktaydy. “Her taraf yanyyor, kaç da canyny kurtar!” dediklerinde: “Burasy, benim dedemin dükkanydyr. Beraber yanarym, yine çykmam“, diyerek ate? içinde kalyr. Gerçekten yangyn biter ama bu dükkan yanmaz. Zamanla buranyn de?eri artar. Küpeli denilen bir Yahudi, dükkan sahibine birkaç akçe fazla vererek Hüseyin Çelebi‘yi dükkandan attyryr. Bir gün kepenkleri açarken dengesini kaybeder, ba?y üzerine dü?erek ölür. Yani o dükkany nalyncylyk haricinde kullanmak hiç kimseye nasip olmaz. Anlatylyr ki: Memi Dede, öldü?ü gece Sultan III. Murad‘yn rüyasyna girer ve ?öyle seslenir:
- Cenaze namazymy Fatih Camii’nde kylmaya hazyrlan. Beni evimde topra?a ver. Üzerime bir türbe, yanyma bir tekke ve bir çe?me yaptyr. Dünyadan elli sene su içtim.”
Memi Dede, gerçekten evinin oldu?u yere gömülür. Gereken yapylyr. (Evliya Çelebi – Seyahatname’sinden)
Sultan III. Murad‘yn rüyasyndan sona olanlaryn ayryntysyny pek ço?unuz okumu?sunuzdur, ama biz önceden okumayanlar için bir kez daha yazalym. Neden bilmem, en çok sevdi?im hikayelerden biridir Nalyncy Memi Dede’nin hikeyesi…
Neyse, hikaye ?öyle:
Sultan III. Murad Han yukaryda bahsedilen rüyayy gördü?ü günün sabahy, bir anlam veremedi?i bu rüya dolayysyyla tuhaf bir hal içindedir. Vezir- i âzam Siyavu? Pa?a padi?ahyn bu halini görünce merak eder ve sorar:
- “Hayrola efendim, canynyzy sykan bir ?ey mi var?”
Padi?ah:
- “Ak?am garip bir rüya gördüm.” der.
Vezir:
- “Hayyrdyr in?aallah efendim!?”
Sultan Murad Han:
- “Hayyr my, ?err mi ö?renece?iz in?aallah!. ”
Vezir:
- “Nasyl yani?” diye sorar.
Padi?ah vezire:
“Hazyrlan, dy?ary çykyyoruz. ”
Tebdil-i kyyafet ederek iki molla kyly?ynda çykarlar yola. Sultan Murad hâlâ gördü?ü rüyanyn tesirindedir. Seri, kararly adymlarla Beyazyt’a çykar, döner Vefa’ya, Zeyrek’ten a?a?yya inip Unkapany civarynda durur. Etrafyna dikkatle bakynyr.
Y?te tam o syrada yerde yatan bir ceset gözlerine batar. Tebdil-i kyyafet içindeki Padi?ah çaktyrmadan oradakilere sorar:
- “Kimdir bu yerde yatan?”
Ahali:
- “Aman hocam hiç bula?ma, ayya?yn sefilin biri iste!”
Padi?ah:
- “Nerden biliyorsunuz öyle oldu?unu?”
Ahaliden biri atylyr:
- “Müsaade et de bilelim yani. Kyrk yyllyk kom?umuzdu.”
Bir ba?kasy ayryntyya girer:
- “Biliyor musunuz, aslynda iyi sanatkârdy. Nalynyn (ayakkabynyn) hasyny yapardy. Ancak kazandyklaryny içkiye, fuh?a harcardy. Hem ?i?e ?i?e ?arap ta?yrdy evine… Hem de nerde namly, mimli kadyn varsa takardy pe?ine ve evine götürürdü.”
KESYNLYKLE SONUNA KADAR OKUYALIM ..Ahali içinde ya?ly biri oldukça öfkelidir ve söze kary?yr:
- “Ysterseniz kom?ulara sorun bakalym, onu bir cemaatte gören olmu? mu?”
Bunlary anlattyktan sonra mahalleli döner ardyny çekip gider. Bizim tebdil-i kyyafet mollalar kalyrlar cenazenin ba?ynda tek ba?yna…
Tam vezir de toparlanyyordur ki, Sultan Murad onun yolunu keser:
- “Dur vezir nereye?” der.
Vezir Siyavu? Pa?a:
- “Bu adamdan uzak durmak istersiniz diye dü?ündüm Sultanym.”
Padi?ah:
- “Hayyr olmaz öyle ?ey! Millet bu, çeker gider. Kimseye bir ?ey diyemem. Ama biz gidemeyiz, rüyamyn bir hikmeti olmaly.. Hem ?öyle veya böyle halkymyzdyr. Defin i?ini tamamlamak gerek,” der.
Veziri:- “Yyi
ya, saraydan birkaç hoca yollar, kurtuluruz vebalden.” der.
Padi?ah vezirine itiraz eder:
- “Olmaz vezir, rüyadaki hikmeti çözemedik daha…”
- “Peki ne yapmamy emir buyurursunuz?” diye sorar vezir..
Padi?ah:
- “Mollaly?a devam edece?iz. Cenazeyi kaldyrmalyyyz.” der.
Vezir ?a?kynlyk içinde:
- “Aman efendim, nasyl kaldyryryz?” diye sorar.
Padi?ah:
“Basbaya?y kaldyryryz i?te!” diye çyky?yr.
Vezir bunun çok zor olaca?y konusunda Sultan Murad’y ikna etmeye çaly?yr:
- “Yapmayyn, etmeyin Sultanym, bunun yykanmasy, paklanmasy var. Kefenlenmesi, gömülmesi falan…”
Padi?ah vezirin sözünü keser ve:
- “Merak etme, ben hallederim hepsini…” der.
Vezir bakar ki Padi?ah kararly:
- “?urada bir mahalle mescidi var ama, bilmem ki?!!” diye kararsyz dü?ünürken Padi?ah:
- “Fatih Camii’nde kylaca?yz namazyny” der.
Çünkü rüyasynda böyle denmi?tir kendisine… Ve gelirler camiye… Vezir sa?a sola ko?turur. Kefen, tabut bulur. Padi?ah bakyr kazanlary vurur oca?a… Usulü erkanynca bir güzel yykarlar, ki nâ? ayan beyan güzelle?ir sanki. Bir nurdur, aydynlanyr alnynda. Yüzü sarho?lara benzemez. Hem mânâly bir tebessüm okunur dudaklarynda. Sultan Murad’yn kany ysynmy?tyr bu adama, vezirin de tabii ki. . .
Böylece meçhul ayakkabycyyy kefenler, tabutlar, musalla ta?yna yatyryrlar, namazyny kylarlar. Syra gelir defin i?lemine… Vezir sorar:
“Sultanym, nereye defnedece?iz?”
Padi?ah:
“Evinin bahçesine.. Sen bir ko?u gidip adresini ara?tyr, ö?ren gel” der…
Vezir sorar soru?turur ve evin adresi ö?renilir. Cenazeyi yüklenip giderler. Eskimi? küçük bir ah?ap evin kapysyny çalarlar. Kapyyy ya?ly bir kadyn açar. Kadyna kocasynyn öldü?ünü aly?tyrarak haber verirler. Kadyn sanki bu vefaty bekler gibidir. Ama yine de gözya?laryny tutamaz.
Neden sonra Padi?aha:
“Hakkyny helâl et evladym. Belli ki çok yorulmu?sun.” der.
Padi?ah:
- “Helal olsun.. Ama bahçenizde bu cenazeyi defnecek yer var my?” diye sorar…
Ya?ly kadyn:
- “Evet, bizim bey mezaryny kazyp hazyrlamy?ty. ‘Beni buraya defnetsinler hanym’ demi?ti.”
Bunun üzerine Padi?ah ve veziri cenazeyi bahçede kazylan yere defnederler. Defin i?lemi bitince Padi?ah ya?ly kadyna:
- “Bana biraz rahmetliden söz eder misiniz?” der.
Ya?ly kadyn tabii dercesine hüzünle sallar ba?yny ve anlatmaya ba?lar:
- “Evladym, rahmetli bizim efendi bir âlemdi, vesselâm… Ak?amlara kadar ayakkaby yapardy. Ama birinin elinde ?arap ?i?esi görmesin; elindekini avucundakini verir satyn alyrdy. Sonra getirip helâya dökerdi.”
- “Niye?” diye sorar Padi?ah…
Ya?ly kadyn:
- “Müslümanlar içmesin diye. . . ”
Padi?ah ?a?kynlyk içinde:
- “Hayret!!..” der.
Ya?ly kadyn devam eder.
- “A o?ul bu da bir ?ey mi? Ba?ka tuhaf ?eyler de yapardy.”
Padi?ah merakla:
- “Ne gibi?” diye sorar.
Ya?ly kadyn:
- “Nerede malûm kadynlardan bulsa, hemen ücretlerini öder, eve getirirdi. ‘Ben sizin zamanynyzy satyn aldym my? Aldym. Öyleyse ?imdi dinlemeniz gerek….” deyip, bana da onlara dinimizin gereklerini anlatmamy tembih eder ve evden çekip giderdi. Sabaha kadar o kadynlara dinimizin vecibelerini anlatyrdym”
Sultan Murad Han iyice ?a?kynlyk içinde kalmy?tyr.
- “Bak sen! Millet ne sanyyor halbuki… ” diye söylenir.
Ya?ly kadyn:
- “Evladym, milletin ne sandy?y umurunda de?ildi ki onun… Zaten namazy da mahalleliyle kylmaz, uzak mescidlere giderdi. ‘Öyle bir imamyn arkasynda durmaly, ki Tekbir alyrken Kâbe’yi görmeli’ derdi…”
Sultan Murad Han rüyasynyn hikmetini yava? yava? anlamaya ba?lamy?tyr. Ama ya?ly kadynyn sözünü kesmez. Kadyn devam eder:
- “Hatta bir gün ona; ‘Bana bakasyn efendi! Sen böyle yapyyorsun, ama dedikodular aldy ba?yny gidiyor. Kom?ular kötü belleyecek seni, inan cenazen kalacak ortada’ demi?tim”… O da ‘merak etme hanym, kimseye zahmet vermeyiz. Mezarymy bahçeye kazdym, oraya defnedersiniz’ demi?ti.
Ben de ona; ‘ Yyi de seni kim yykasyn, namazyny kim kylsyn, kim kaldyryp gömsün?” dedim”
Padi?ah konu?manyn burasynda çok heyecanlanyr ve sorar:
- “Peki o ne dedi?”
Ya?ly kadyn:
- “A o?ul, dedim ya bizim bey bir tuhafty. Önce uzun uzun güldü, sonra da dedi ki; ‘Allah büyüktür hatun, padi?ahyn i?i ne?…
__________
GERİ
|