BİRLİK TEKDÜZELİK DEĞİLDİR

Birlik, tekdüzelik değildir Birlik demek, aynı ideal etrafında, aynı yüksek değerleri hayata geçirmek için, aynı hedefe doğru yürümek demektir. Birlik, farklılıklarımızı, kucaklayarak ama son tahlilde onları aşarak daha yüksek ideallere doğru kanat açmaktır. Birlik Kendi kimliğimizi kaybetmeden ama o kimliğe de hapsolmadan erdemli bir toplum inşa etme gayreti içinde olmak, tüm renklerimizi ortak sevmek demektir. Birlik ve beraberlik konusunda yaygın olan bir yanlış anlamayı düzeltmekte fayda var. Birlik demek, tekdüzelik ve tek tiplik demek değildir. Bu Konuda zihni bulananlar, birlik ve beraberliğin tekdüzelik, tek tiplik olduğunu zannediyorlar. Birlik ve beraberlik farklılıkları yok saymak, bireysel iradeyi göz ardı etmek, hatta asimilasyon ve inkâr demek değildir. Oysa insanî ve toplumsal düzlemde birlik ve beraberlik, birbirinden farklı olan unsurların bir araya gelmesiyle oluşur. Farklılıklar Cenab-ı Hakk’ın rahmetinin ve yüce sanatının bir tecellisidir. Farklılıklar hiçbir zaman birlik ve beraberliğin önünde engel değildir. Birlik ve beraberliğin ancak “kalplerin birleşmesiyle” mümkün olabileceğini unutmamalıyız. Asırlardır bizleri zayıflatan, aileleri ve toplumları birbirine düşüren kavmiyetçilik ve ırkçılık hastalığını da ancak kalplerimizi birleştirerek aşabiliriz. Çeşitli sebeplerle birbirinden ayrı düşmüş ve husumet içinde olan toplulukları barıştırmak ve birleştirmek hem dinî bir vecibedir hem de toplumsal barışın ve bir arada yaşama ahlâkının bir gereğidir. Farklı milliyetlere mensup ve farklı dilleri konuşan toplulukların her şeyden önce bir ideal uğruna birlikte yaşamak zorunda olduklarını unutmamaları gerekir. Etnik kökenimiz ne olursa olsun, her şeyden önce insanız. İnsanları da diğer canlılardan ayıran bir takım özellikleri vardır. Akıl, irade ve vicdan sahibi varlıklar olmamız. Bu vasıflarımızı unutur ve etnik kimliklerimizi öne çıkartırsak, hele hele bu kimlikler üzerinden başkalarına üstünlük taslamaya kalkışırsak, Allah korusun, kendi sonumuzu getirmiş oluruz. Vatan ve millet sevgisi, kavmiyetçiliğe, ırkçılığa ve ayrımcılığa dönüştüğünde yıkıcı bir güç haline gelir. Nitekim bunu fark eden Batılı güçler Ülkemizi parçalamak için çok çalışmışlar ve maalesef 19’uncu yüzyıldan başlayarak her dönem başarılı olmuşlar. Ulusumuzu oluşturan Türkler, Kürtler, Araplar, Arnavutlar, Boşnaklar, Abazalar, Çerkezler, Farslar ve diğerleri adeta birbirine düşman olmuştur. Cenab-ı Hakk’ın bir lütfu ve ihsanı olan etnik köken ve dil farklılıkları, “irfan ve marifet”te yarış için bir vesile olmak yerine, toplulukları birbirine düşürmek ve ülkemizi maddi ve manevi yönden zayıflatmak için zehirli bir araç haline gelmiştir. Aynı bedenin parçası olan bizler, Ülkemizin eşit yurttaşları olarak birbirimize sıkı sıkıya bağlanmalı dış güçlerin oyununa alet olmamalıyız. Ne yapalım kaderimiz böyleymiş deyip işin içinden çıkmaya çalışmamalıyız. Kader, hayatımızın önceden çizilmiş olması demek değildir. Bu sebepten, “ne yapalım, kaderimiz böyle” deyip boyun bükmek cehalet göstergesidir. Kader yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse ne hayatının hakimisin, ne de hayat karşısında çaresizsin. Biz Türkiye’nin birlik ve beraberliği dediğimizde, kavmî ve dil farklılıklarını yok sayan, onları asimile etmeye çalışan bir birlik ve beraberlikten bahsetmiyoruz. Bizim kastettiğimiz açıktır. Farklılıkları bir zenginlik, ilâhi bir lütuf kabul ederek, aynı yüce idealler etrafında kenetlenmek… Farklılıkları inkâr ve reddetmek ne kadar yanlışsa, onları mutlaklaştırarak işi kavmiyetçiliğe ve ırkçılığa vardırmak da o kadar yanlış ve tehlikelidir. Ailemizin ve Ülkemizin bugün birlik ve beraberliğe her zamankinden daha fazla ihtiyacı vardır. Onun için gelin birlik olalım dirlikten bir şey çıkmaz. Cemal Safi’nin şiirinden alınan birkaç söz ile yazımı noktalamak istiyorum. Yedi düvel elinden, kim kurtardı bu yurdu, Mehmetçik değil miydi, Türk'ü, laz’ı, çerkez’i, kürdü, hangimizin ecdadı, feda olmadı bu yurda, hangi bahçeden bir gül, solmadı bu uğurda, asırlardır dinmedi, bir bölücü ninnisi, aynı dinden değil mi, alevisi, sünnisi. Onun için ailemizin ve ulusumuzun tüm insanlarına diyorumki barışta buluşalım, mutlu büyük Türkiye için,


__________ GERİ


Yorumlar(0) | Okunma : 1609  )
[ Ekleyen  () | 07.05.2013 ]
  Yeni Sayfa 1

  ::::::::::::Yorum_yaz:::::::::::

! !!!!! bu haber hakkında henuz yorum yok !!!!!! !