ALİ RIZA EFENDİ (HAFIZ)

Nevşehirli anlı kızıllar sülalesinden olan Ali Rıza Efendi (Hafız) tahminen 1825 -1830 lu yıllarda hanımının ölümü nedeniyle iki oğlu A.Hamit ve Mehmet Tevfik (Müftü) ile birlikte Çukurovaya giderlerken, Kozanoğullarının buyruğun da olan Gürleşen köyüne gelirler. O zamanın beyi Samur Ağa gürleşen köyünde hafız efendiyi, köy camiinde kıldırdığı namazdan dolayı iki oğlu ile birlikte alıkoyar. Hafız efendiye burada cami imamlığı teklifinde bulunur. “Sana burada ev yaptırır ve evlendiririm “ der. Hafız efendi, bu teklifi kabul eder. Zaman içinde gürleşen köyünden evlenir. Evlendiği bu eşinden Mulla Ahmet adında bir erkek çocuğu ve Aniş Hatun adında bir kız çocuğu olur.
Ali Rıza Efendi, Kozanoğullarının desteği ile Nevşehir’den birlikte geldiği oğulları A.Hamit ve Mehmet Tevfik’in (müftü) Kayseri’ye gidip medrese eğitimi almaları yönünde çocukları ile birlikte karar alırlar. Medrese eğitimi için köyden geçen kervanla birlikte yola çıkan iki kardeş belirli bir süre Kayseri’de medrese eğitimi alırlar. Eğitimleri esnasında ticarette yapmaya başlarlar. Kardeşlerden A.Hamit Kayseri’de tanıştığı yüzbaşı rütbeli bir subayın isteği ile onunla birlikte muş’a gider. Diğer kardeş Mehmet Tevfik Efendi (müftü)  ise Kayseri’de medrese eğitimini tamamlayarak gürleşen köyüne döner.  Gürleşen köyüne dönen Mehmet Tevfik Efendi gürleşen camiinde imamlığa başlar. Daha sonra Mehmet Tevfik Efendi ikinci Abdülhamit döneminde tahminen 1858 tarihinde Ermenilerin yoğun olarak yaşadığı Saimbeyli’ye  (haçın) müftü olarak atanır. İlçede varlığını sürdüren 40-50’li hanelik Müslüman halk ile birlikte İslam mahallesini kurar.
Müftü Mehmet Tevfik Efendi görevine devam ederken bir taraftan da, bölgede yaşayan Müslüman halkı örgütleyerek ermenilere karşı birlik ve beraberlik içinde olmalarını, birlikte hareket etmelerini sağlayarak bir güç oluşturmuştur
1865 yılında fırka-i İslâhiye’nin Kozanoğlu Yusuf ve diğer Türkmen beyleri sürgüne gönderildikten sonra fırka-i İslâhiye hareketini yöneten Cevdet ve derviş paşalar, Müftü Mehmet Tevfik efendiyi hem müftü hem de kadı(kaymakam) olarak tayin ederler.

Müftü Mehmet Tevfik efendinin çalışmalarından rahatsız olan aşırı milliyetçi ermeniler Müftü Mehmet Tevfik efendinin ilçe merkezindeki etkinliğini yok edebilmek, müftüyü yıpratmak ve görevden aldırmak için Osmanlı devletine şikâyet dilekçeleri gönderirler.
Kozanoğullarında "paşa" lığı bırakıp İstanbul’a çekilen Ahmet Ağa, 1877 Rus savaşının sonunda imzalanan Yeşilköy antlaşması (ayastefanos muahadesi) sonrasında İstanbul’dan Anadolu’ya başlatılan göçe karışmak istedi. Kozandağı kendisine yasak olduğundan Konya verildi. O da, Konya kamuflesi ile Kozandağı yolculuğuna çıktı. Yolda topladığı yandaşlarla Kozandağına kadar geldi. Kimi kaynaklara göre Saimbeyli Müftüsü Mehmet Tevfik Efendi kendi isteği ile kimilerine göre de Kozanoğlunun zorlaması ile Kozanoğlu birliklerine katıldı. Bu katılımlarla şimdiki kozan baraj alanında yapılan savaşta devlet birliklerinin komutanı Akif Paşa’ya yenildiler.

                Yenilgiyi müteakip yargılama başlar, yargılandıkları dönemde Ahmet Paşa’nın ifadesi müftü ve bölgenin ileri gelenlerinin yargılanmasına neden olur. Yargılanma sırasında Müftü Mehmet Tevfik ifadesinde; Osmanlı imparatorluğu tarafından verilen; yaşam boyu 500 kuruş aylığım ve 5.aşamadan mecidiye nişanım vardır. Ayrıca Edirne rüus (Arapça başkanlık anlamına gelen reisin çoğuludur.) Buna karşılık müftüye atılan iftiralar ve şikâyet etmeleri karşısında, sessiz kalmayan yöre Müslümanları gerçekleri anlatan bir dilekçe hazırlayarak Osmanlı imparatorluğuna gönderirler. Ancak müftü Mehmet Tevfik ve arkadaşlarının yargılanmasını engelleyemezler. Bu yargılama sonucunda Müftü Mehmet Tevfik efendiye Selanik’e sürgün ve 5 yıl kürek cezası diğer kişilere de çeşitli cezalar verilir.
Müftü Mehmet Tevfik efendiden boşalan Saimbeyli müftülüğüne eniştesi; Arap Hasan’ın oğlu Ali Efendi, 1878 yılında Saimbeyli’ye müftü olarak atanır.
Müftü ve diğerlerinin cezaları bitmeden af çıkar. Müftü Mehmet Tevfik Efendi sürgün dönüşünde Saimbeyli’ye gelmeden bir süre kozanda kalır. Kaldığı süre içerisinde Selanik de gördüğü, kiremitli evlerin bir benzerini kozana yaptırır. Bugünkü kozan ilçesi müftü Mehmet Tevfik Efendi; sayesinde ilk kiremitli evi görür. Daha sonra memleketi Saimbeyli’ye dönerek sade bir hayat yaşar. Müftü ve eşinin mezarı halen hamurcu gediğinde bulunmaktadır.